ANKARA – Ufuk Üniversitesi’nin Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşanan maaş krizi sürüyor. 70’in üzerinde uzman tabip ile 50’nin üzerindeki asistan doktorun kasım ayı ve aralık ayı maaşları ocak ayının ortasına gelinmesine karşın hâlâ yatırılmadı. Hastanede hekimler dışında kalan işçinin de aralık ayı maaşları ödenmedi.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) inceleme başlattığı üniversite hastanesinin kredi çekerek maaşları ödemeye çalıştığı, geçmiş kredilerin ödenmesinde yaşanan problemler nedeniyle yeni kredi çekemediği ve maaşları ödeyemediği argüman edilirken, 20’nin üzerinde asistan doktor yatay geçiş yaparak diğer üniversitelerde çalışmaya başladı. Edinilen bilgiye nazaran Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun (TUK) incelediği üniversitedeki öteki asistan doktorların de yakın periyotta öbür üniversitelere geçmelerine imkân tanınacak.
‘KREDİ ALMAKTA ZAHMET YAŞIYORLAR’
Tıpta Uzmanlık İmtihanı (TUS) ile Ufuk Üniversitesi’ni kazanan, burada uzmanlık eğitimini almaya çalışan asistan tabibe nazaran maaş krizi nedeniyle çok sayıda uzman hoca üniversite bünyesinden ayrıldı. Yaşanılan sorunun eğitim sıkıntısına dönüştüğünü belirten asistan tabip, “En son rektörle konuştuk, ‘Para yok ödeme yapamıyoruz. Kredi bulmaya çalışıyoruz’ diyor. Daha evvelden aldıkları kredilerin ödemelerini yapmakta zorlanınca yeni kredi almakta da zahmet yaşıyorlar. Açıkçası bu işi çözmek için de çok argümanları yok” diye konuştu.
‘MAAŞ KRİZİMİZ EĞİTİM SORUNUNA DÖNÜŞTÜ’
Birçok asistan tabibin hastaneden yatay geçiş yaparak ayrıldığını, birçok asistan tabibin de ayrılmayı beklediğini, son bir ayda ders veren hocaların hastaneden ayrılışının hızlandığını belirten asistan tabip, “Bütün bunlar asistan eğitimini olumsuz etkiliyor. TUK denetlemeye geldi, hoca sayısı olarak yetersizlik tespit etmedi ancak hasta sayısı manasında önemli bir azalma raporladı. Ameliyat sayıları da önemli oranda azaldı. Evvelden günlük genel cerrahide 3 ya da 4 ameliyat yaparken bugün haftada bu sayılara ulaşılır duruma geldik. Maaş krizimiz eğitim sorununa dönüştü” sözlerini kaydetti.
‘DÜĞÜNDE TAKILAN ALTINLARDAN BOZDURUP MESKENİN KİRASINI ÖDEYECEĞİM’
Asistan doktorların öbür üniversitelere nakledilmesi adımının da kâfi olmadığını, yaklaşık altı aydır aldıkları eğitimin niteliğinin düştüğünü, bunun telafi edilmesi ismine da adımlar atılması gerektiğini tabir eden asistan tabip maaş alamamaları nedeniyle yaşadıklarını ise şu sözlerle anlattı:
“Ben kardeşimden biraz para aldım. Bankalarda maaş ek hesapları var, ben şu an bir maaş içerideyim. Başka arkadaşlarımızın da kimisi ailelerinden para alarak süreci atlatmaya çalışıyor. Yakın devirde evlenenler takılarını satıp onu harcıyorlar. Bugün benden sonra vazifeye başlayan bir asistan arkadaşım, ‘Düğünde takılan altınlardan bozdurup konutun kirasını ödeyeceğim’ dedi. Asistan olduğumuz için de bir birikimimiz yok. Öğrencilikten çıkıp imtihanla buraya geldik. Birikim olmayınca oradan buradan bulup bu süreci atlatmaya çalışıyoruz.”
‘VAKIF HASTANESİNE ÖZEL HASTANE MUAMELESİ YAPMAK GERÇEK DEĞİL’
Ufuk Üniversitesi’nde doktorların uğradığı mağduriyeti yakından takip eden ve yetkililerin harekete geçmesini talep eden Ankara Tabip Odası Lideri (ATO) Muharrem Baytemür’e nazaran kelam konusu hastanenin hasta çeşitliliği yıllar içerisinde azaldı.
Üniversite hastanelerinin yıllar içerisinde işletmeye dönüştürüldüğünü, kendisini çevirmesinin beklendiğini belirten Baytemür, “Bir eğitim ve araştırma kurumunun devlet tarafından desteklenmesi gerekir. Bir üniversite hastanesine, vakıf hastanesi de olsa özel hastane muamelesi yapmak hakikat değil. Zira burada hem öğrenci hem de asistan eğitimi var. Bu açıdan da Ufuk Üniversitesi’ne bir dayanak olmadığını görüyoruz. Vakıf üniversitesinde okuyan ile kamuda okuyan asistan doktorlarının maaşlarının devlet tarafından eşitlenmesi gerekiyor. Kaynağın yalnızca üniversiteye bırakılması gerçek değil” sözlerini kaydetti.
‘MAAŞ VEREMİYORSANIZ DÜKKÂNI KAPATMIŞSINIZDIR DEMEKTİR’
Ufuk Üniversitesi’nde hemşire üzere öteki sıhhat çalışanlarının taban fiyata çalıştığını, kamudaki çalışanlarla tıpkı işi yapmalarına karşın yarı maaşı aldıklarını tabir eden Baytemür, “Birçoğu üniversiteden gitmek istiyor, gidiyor. İş barışını ve çalışma barışını bozan bir tablo kelam konusu” dedi ve kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu tabloda o parayı da alamıyorlar. Mütevelli heyeti uygun niyetli olabilir fakat sıkıntılar çözülmüyor. Fiyat verememek en son şey olmalı. Maaş veremiyorsanız dükkânı kapatmışsınızdır demektir. Üniversiteye işletme demek hakikat değil lakin çalışanlarının maaşını birkaç ay verememek önemli sorun manasına gelir. Diğer bir şeye muhtaçlık var ve yetkililerin adım atması gerekiyor.”
